"Aile mefhumu" üzerine;
Selamünaleyküm
ALLAH'ın rahmeti hepimizin üzerine olsun.
İnsan kelimesi; nisyan kelimesinden ve aynı zamanda da ünsiyet yani sevgi kelimesinden türer. İşte; Allah sevgiyi insanın fıtratına yerleştirmiştir. Bu sevgiyi Adem babamız ile Havva annemizin gönlünde yer edindirmiş ve ondan sonra gelecek nesillerle aile mefhumun'da olması gereken temel dinamiği kodlarımıza "sevgi" olarak işlemiştir.
İnsanlık tarihinde aile her zaman önemli bir role sahip olmuş ve insanların bir “toplum” haline gelmesinde en büyük görevi üstlenmiştir. Kuşkusuz insanlığın temeli ailedir. Nasıl ki; bir bina temelsiz düşünülemezse, bir toplum da aile müessesesi olmadan düşünülemez. Aile; toplumun temelini oluşturmaktadır. Netice itibariyle insan sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla İnsanın gelişimi ve temel özellikleri çevre etkileşimi sonucunda oluşur. Aile ise çocuklarımız'ın ilk sosyal çevresidir ve bu açıdan baktığımızda aile, küçük bir toplum derecesindedir. Toplum bireyden; bireyler aileden yetişir. Toplumun en küçük yapı taşı olan aile ne kadar sağlam olursa bundan meydana gelecek toplum da o derece güçlü olur.
Son zamanlar da üzülerek müşahede ediyoruz ki; Belirli kesimler tarafından toplumun asli unsuru olan, toplumun temelini oluşturan aile üzerinde farklı oyunlar oynanmaya çalışıldığını görmekteyiz. Özellikle Hanım kardeşlerimiz üzerinden bir takım süslü cümlelerle aile müessesi baltalanmaya çalışılmaktadır. Güya; "Özgürlük, eşitlik, çalışıp kendi ayaklarının üzerinde durabilen güçlü kadın" gibi ve bunlara benzer bir takım süslü cümlelerle Aile müesseseni yıpratmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Halbuki Kadınlar'a en büyük değeri İslam dini vermektedir. Elbette islami şartlar oluşturulduğu takdir de Kadınlar çalışıp, aile bütçesine katkı sağlayabilirler. Lakin İslam dini öncelikle Aile müessesesi'nin ekonomik sorumluluğunu, Aile'nin iaşesi görevini erkeğe yüklemiştir. Burada biz erkeklere de sorumluluğumuzun bilincin de olmamız gerektiği düşmektedir. Bir kadın için en kutsal meslek olan "Annelik" mefhumu, günümüzde mütedeyyin kesimler de bile artık hor, hakir görülmeye başlanmıştır. Halbuki bir kadın için en büyük ve en kutsal meslek; Anne olmaktır. Dinimiz de aynı zaman da Annelik müeessesine büyük önem vermekte ve ALLAH rasülü Peygamber Erendimiz Hz. Muhammed (sav)'in "Cennet annelerin ayakları altındadır."(Nesâî, Cihad, 6) hadisi buna en güzel örneklerden bir tanesidir. Son dönemler de malesef boşanmalar ciddi oranda artmış ve artmaya da devam etmektedir. Elbette boşanma sayılarının artmasında bireylerin manevi eksikliği, eğitim, kültürel, ekonomik ve sosyal yapının bozulması ve medya algısı gibi bir çok etkenler bulunmaktadır.
Sonuç olarak; Aile müessesesinin sağlıklı olabilmesi için en önemli
şart Annedir. Annenin şefkatli eli çocuğa mutlaka değmelidir. Kadının evine döndürülmesi ve anneliğin yüceltilmesi kadar erkeğin de
evine döndürülmesi, aileyi merkezine alan bir zihniyete büründürülmesi gerekmektedir. Çünkü aileyi ancak kadın ve erkeğin karşılıklı sorumlulukları ile birbirleri arasında ki sevgi, saygı, hoşgörü, ülfet ve muhabbet gibi kavramları ön plana çıkararak diri tutabiliriz.
Selam ve dua ile..