90 GÜNLÜK İSLAM
Euzü billahimine şeytanirracim Bismillahirramanirrahim Elhamdülillahi Rabbil alemin ve sallallahu aleyhi ve sellem ve ala elihi ve sahbihi Ecmain.
Ömrümüzün İslam binasının inşaa aşaması olan çocukluk dönemi ümmetin hayırlı bireyler kazanması için son derece önem arz etmektedir. Bu dönem batıla karşı mücadele verecek mücahid ve mücahidelerin yetişme ve fikirsel zemini oluşturma çağıdır. Ebeveynlerin ise doğru yönlendirme ve çağın şartlarına göre değil Allahın kanununa göre çocuk yetiştirmesi gerekmektedir. Fakat bizim burada ele alacağımız husus ülkemizdeki din eğitiminin veliler ve hocalar bazında yalnızca 90 Günlük bir cami eğitimi ile sınırlamasıdır. (90 günün hepsi eğitimle geçmemek ile beraber ailelerin bir çoğu eğitimi yarıda kesebiliyor.). Bu durum son zamanlarda değişik şekillerde önümüze sunulsa da din eğitimi belirli zaman ve belirli kalıplarda çocuklarımıza aşılanmaktadır.
Ortalama 60 sene yaşayan bir insanın ömrünün her saniyesini şekillendiren, oturmasından kalkmasına, yemesinden İçmesine, tuvalet adabına kadar yön veren bir din nasıl olurda sadece yazları dördüncü sınıftan sekizinci sınıfa kadar aldığı eğitim ile öğrenebilir, öğretebilir? Bu uyumsızluğu bir de verilen Kur'an eğitiminin sadece okunması yeter gözüyle bakılması toplumun ifsadına yol açmaktadır. Çünkü Kur'an okunması, aynı zamanda anlaşılması ve yaşamımızda uygulanması gereken ilahi bir kitaptır. Evlatlarımız bir büyüğümüzün deyimiyle geleceğimizin değil bugünümüzün umududur.
Şimdi gelelim gen soruya... Peki bu sorun nasıl aşılır?
Elbette şu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı tebrik etmek lazım. Canilerin içinde çocuklar için oyun alanlarının oluşturulması güzel bir uygulama. Sayısının artmasını ve ümmete faydalı olmasını Rabbimden temenni ediyorum. Bunun bir adım olması sevindirici, fakat yeterli değildir. Çözüm noktası camilerin çocuklar için cazip mekanlar hale gelmesidir. Burada imamlara büyük sorumluluk düşmekte ve asıl işlerinin Ümmeti Muhammed'e evlerinde ve işlerin de adaleti gözeten Ömerler, sadakat ve İlim ehli aişeler yetiştirmek olduğunu bilmelidirler. Caminin içine giren bir çocuğun üç ay sonra bu camiden kopmaması ve gönül bağıyla bağlanması şarttır. Yazın biten kursların ardından camide buluşma günleri, sabah namazı buluşmaları, İslam Tarihi yarışmaları, sosyal aktiviteler yapılması... Bu listeyi uzatabiliriz, temel konu yıllar sonra aynı camide aynı havayı teneffüs etmiş ve farklı mevkilerde bulunan evlatlarımızın o camiye yine aynı heyecanla gelmesi, kardeşiyle kucaklaşmasıdır.
Şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum. Bu iş yine Milli Görüş eli ile yapılacaktır. Alınan eğitimler ve bu eğitimleri gören gösteren her bireyin temel amacı İslam Birliğini kurmak, bunu tesis etmektir. Ümmet bilinci ile hareket etmektir. Son bir pencere... Eğer camilerimiz ümmetin buluşma noktaları olmayacaksa Hiçbir cemaate ve ya tarikat bu şuuru sağlayamaz. Bunu ancak ümmet şuuru taşıyan "İSLAM'sız SAADET OLMAZ" diyen bir görüş sağlayabilir. Çocuklarımıza camilere ailelerinin başından savaması ve çalışan ebeveynlerin; "çocuk yazın okul yok bari camiye gitsin." bakıcı gözüyle değerlendirmesini kabul etmiyoruz. Bu yanlış fikrin ortadan kalacağına ve camilere dirileceğimiz güne selam olsun. Rabbim Ümmeti Saadet'e kavuştursun. Essalamu aleyküm ve Rahmetullahu ve bereketuh.