Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, Diyarbakır’da halk arasında “Ramazan Hoca” ya da “Filozof Ramazan” olarak anılan Ramazan Pişkin’in şizofren olduğu iddiasıyla Elazığ Şehit Fethi Sekin Şehir Hastanesi’ne yatırılması konusunda basın açıklamasında bulundu.
Fesih Bozan, Ramazan Pişkin’in Diyarbakır Ulu Cami’nin avlusunda veya çevresinde, camiyi ziyarete gelen yerli ve yabancı turist kafilelerine İslâm’ı tebliğ etmeyi kendince vazife edinmiş bir kişi olduğunu belirtti. Bozan, Ramazan Hoca’nın, dinî ve sosyal konularda zaman zaman kendisine sorulan sorulara, kılık kıyafeti ve fizikî görüntüsü sebebiyle kendisinden beklenmeyen nitelikli cevaplar verdiğini, bu sebeple de kimileri tarafından “Filozof Ramazan” lakabıyla anıldığını ifade etti.
Ramazan Pişkin’in, 2017 yılında bir şikâyet üzerine görülen dava sonunda verilmiş bir mahkeme kararına istinaden Elazığ’da “akıl hastanesi”ne yatırıldığını ve bunun halk arasında infiale sebep olduğunu kaydetti.
Ramazan Pişkin’in, cami adabına uygun olmayan kıyafetlerle camiye girdiği için uyardığı bir kişinin “cinsel istismar” şikâyetinde bulunduğunu belirten Bozan, “Ramazan hoca ve şahitleri bunu yalanladığı halde, mahkeme tarafından TCK 105/1 “cinsel taciz” suçunda ceza verilmiş” dedi.
Fesih Bozan, bu olay sebebiyle Ramazan Hoca’nın ailesiyle de görüştüğünü, kendisine onun deli ya da şizofren olmadığını söylediklerini belirtti. Sosyal medyada, babasının, oğlunun hasta olduğunu belirterek hastaneye yatırılması için valiliğe dilekçe verdiğine dair iddiaları da değerlendiren Bozan, babasının okuma yazma bilmediği için, dilekçenin içeriğini bilmeden altına imza attığının ve gerekli müracaatları yapacaklarının söylendiğini kaydetti.
Fesih Bozan, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz, hukukî alandaki gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz. Ancak hukukî olarak sürecin adil bir şekilde sürdürülmesini umuyor ve bekliyoruz. Dosyasından haberdar olan bazı avukatlarla yaptığım görüşmede, TCK 105/1 cinsel taciz suçunda verilen cezanın yerinde olmadığını, Ulu Cami avlusunda sarf edilen sözlerin, suçun manevî unsurunu oluşturmadığını, camiye girişlerle ilgili bir adap kuralını hatırlatma amaçlı olduğunu, buna istinaden de ceza verilemeyeceğini ifade ettiler.”
Ramazan Hoca’nın Elazığ akıl hastanesine gönderilmesi sebebiyle, çeşitli illerdeki vatandaşların kendisine telefon ederek üzüntülerini ifade ettiklerini belirten Bozan, “Bugüne kadar hiç kimseye bir zararı olmamış, kendi halinde ve hali üzerinde yaşamaktan başka bir derdi olmadığını görüyoruz. Bunu hem ailesinden hem de Ulu Cami çevresindeki esnaflardan sorarak teyit ettim” dedi.
Bozan, şunları kaydetti:
“Ramazan Hoca’nın, sağlıklı bir teşhise tabi tutulmasını, hastane koşullarından olumsuz etkilenmemesi için gereken hassasiyetin gösterilmesini, Adalet Bakanlığı’nın, HSK’nın dosyasını inceleyerek hukukî hataların giderilmesine dönük yasal yetkilerini kullanmalarını ve imkân varsa yargılamanın yenilenmesini sağlamalarını talep ediyoruz.
Ülke çapında ve ilimizde oluşan toplumsal hassasiyetin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygı ile duyuruyorum.”
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklaması
Ramazan Pişkin’in hastaneye yatırılmasının halk arasında tepki görmesi ve bu tepkilerin sosyal medyaya yansıması üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bazı haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında, Diyarbakır'da R.P. isimli şahsın zorla akıl hastanesine yatırıldığı yönündeki iddialarla ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklaması yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur.
Söz konusu kişinin, 8 Ocak 2017 tarihinde, il merkezinde bulunan Ulu Cami'yi ziyaret etmekte olan bir kadın vatandaşımıza yönelik "bu şekilde dolaşamazsınız, ince giyinmişsiniz, içinizi görüyorum" gibi sözlerle taciz, takip ve ifşa eyleminde bulunduğu şikayeti üzerine başlatılan soruşturma, 1 Şubat 2017 tarihinde cinsel taciz suçundan iddianame düzenlemesiyle sonuçlanmıştır.
Sanığın babasının, suç tarihinden yaklaşık iki hafta önce oğlunun akıl hastası olduğu ve tedavi altına alınmasını istedği yönünde Diyarbakır Valiliğine ve İl Sağlık Müdürlüğü'ne başvurularının olduğu tespit edilmiştir. Sanığın babası, aynı mahiyetteki beyanlarını soruşturma sırasında da tekrar etmiştir.
Yargılama sırasında sanık, suç tarihinde akıl hastası olup olmadığının ve dolayısıyla ceza sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilmiştir. Yapılan tetkik ve muayaneler sonucunda ilgilinin şizofreni hastası olduğu rapor edilmiştir.
Yargılama sonucunda Mahkeme, atılı suçun sanık tarafından işlendiğini sabit bulmakla birlikte, söz konusu rapor nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 32/1. maddesi gereğince sanığın ceza sorumluluğunun bulunmadığına, 57. maddesi gereğince koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbiri uygulanmasına karar vermiştir.
İlk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesiyle kesinleşmesine müteakip, hükümlü, 14 Mayıs 2020 tarihinde Elazığ Şehit Fethi Sekin Şehir Hastanesi'ne tedavi amacıyla sevk edilmiştir.
Ceza Kanunumuzun 57. maddesinin ikinci fıkrasında; "Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplu açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılabilir." hükmü yer almaktadır.
Söz konusu şahısla ilgili tedavi süreci, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonraki aşamalarda da sağlık kurumunun rapor ve değerlendirmeleriyle şekillenecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”