"Namaz Kılan Galatasaray Öğrencisine Açık Mektup"
Mehmet Şevket Eygi
Milli Gazette
Galatasaray Lisesi’nde okuduğunuzu ve namaz kıldığınızı öğrendim, memnun oldum, tebrik ediyorum. Bazıları size takılıyor; softa molla gerici diyormuş. Hiç aldırmayın. Asıl Galatasaraylı sizsiniz. Çünkü “Galatasaray Mektebi Sultanisi” Amerikan misyonerlerinin Robert Koleji’ne mukabil İslamiyet’i ve Osmanlılığı yüceltmek maksadıyla kurulmuştu. Sultan Abdülhamid Han zamanında okulun camiinde vakit namazı bütün Müslüman öğrenciler, devletin tayin etmiş olduğu resmi imamın arkasında cemaatle kılarlardı. 1923’te kurulan İslam Cumhuriyeti’nin (Anayasasının) ikinci maddesinde “Devletin dini İslam dinidir.” yazılıydı. Cumhuriyetin ilanında namaz mecburiyetine eskisi kadar dikkat edilmemekle birlikte cami açıktı, imam vardı ve yine cemaatle namaz kılınıyordu. 1924’ten sonraki dinsizlik furyası içinde ne cami, ne imam, ne namaz kaldı, Galatasaray Lisesi’nde büyük bir kopukluk meydana geldi.
Siz kopukluğu değil devamlılığı temsil ediyorsunuz. Bu yüzden tebrike layıksınız.
Şu hususu da dikkatinize sunmak istiyorum, Birleşik Krallık’ın (UK, İngiltere) en büyük parçasını teşkil eden Büyük Britanya’da 1944’ten bu yana bütün kolej ve liselerde sabahleyin derslere başlanmadan önce, okulun şapelinde ayin ve ibadet yapılır.
Size bazıları müstehziyane (alaycı) bir tebessümle “Evet, eskiden Galatasaray’da namaz kılmak mecburiymiş ama bazıları abdestsiz kılarmış!..” diyeceklerdir; onu da anlatayım:
Okulda, dıştan Müslüman görünen asıl kimlikleriyse Sabataycılık olan bazı Dönme çocukları abdestsiz namaz kılmış olabilirler. Gerçek Müslüman gençler böyle bir şey yapmazlardı.
İzin verirseniz size bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum:
1. Edebi yazılı kültür Türkçesini mükemmel şekilde öğreneniniz. 1928’den önce yazılmış ve basılmış Türkçe kitapları kolayca ve rahatça okuyabilmelisiniz.
2. Lisanımız ideolojik rejim terörüyle son derece bozulmuş ve yozlaşmıştır. 1920’lerin zengin Türkçesini okuyup anlayabilmelisiniz.
3. Fransızcanız güçlü ve sağlam olmalıdır. Ufak tefek üslup hatalarınız olabilir ama Fransızca kültür metinleri yazabilmelisiniz.
4. İslamî kültürünüz ve genel kültürünüz de olmalı.
5. Geleneksel sanatımızın tarih ve kültürüne vakıf olmalısınız.
6. Burası çok önemlidir: Yüksek ahlak ve karaktere sahip olmanız gerekir. Öyle ki size gerici ve tutucu diyenler doğruluğunuzu, dürüstlüğünüzü, iyiliğinizi, efendiliğinizi kabul etmek zorunda kalsınlar.
7. İslamî konularda Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde bulunmanızı; her türlü reformculuktan ve dini tahrif ve tahrip cereyanından uzak bulunmanız gerekir.
8. Faydalı kitaplarla aranız nasıl? İnşallah kitap meraklısı bir gençsinizdir. Özel kütüphanenizde kaç kitabınız var?
Bendeniz Galatasaray’da okurken lise birden son sınıfa kadar müze kütüphanenin anahtarına sahiptim. Etüdlerde orada keyfimce ders çalışır, daha ziyade kitap okurdum. Osmanlıca öğrenmeye o zaman başlamıştım. O kütüphanede geçirdiğim yıllar benim için çok istifadeli oldu. Faydalı bir kitap çok iyi bir arkadaştır. Açar okursun, kapattığın zaman kitabın çenesi de kapanmış olur… Balık Pazarı Aslı Han’daki sahaf dükkânlarına gidiyor musunuz? İnşallah harçlığınız kitap almaya, özel kütüphane kurmaya yeterlidir.
Bir hususu daha arz etmek istiyorum: Geniş, kucaklayıcı bir Müslüman olunuz; cemaat, grup, sekt holiganlığına, militanlığına, fanatizmine sakın saplanmayınız. Müslümanlar olumlu çeşitlilikler içinde sarsılmaz bir birlik oluştururlar. “Bizden olan Müslümanlar” ve “öteki Müslümanlar” gibi ayırımlar yapmayınız. Bütün Müslümanlar, iyi Müslüman olsunlar kötü Müslüman olsunlar kardeştir. Futbol kulübü tutar gibi cemaat ve parça fanatizmi ve holiganlığı sergilemek Müslümanlığa yakışmaz.
Ölçü şudur:
Benim şeyhim çok muhterem bir kimsedir; öteki şeyhlere de çok hürmet ederim.
Size hayırlı başarılar diliyorum. İnşallah ileride iyi bir insan, iyi bir Müslüman ve iyi bir Türkiyeli olursunuz.
Selamlarımla…
Galatasaray Lisesinin Camii
İnternette, Galatasaray Lisesi camiinin eski bir fotoğrafını buldum. (forumkapsam.com/Galatasaray lisesi camii). Bendeniz beş sene Galatasaray’ın Ortaköy’deki ilk kısmında okuduktan sonra 1945’te Beyoğlu’ndaki orta ve lise kısmına geçmiş ve orada da yedi sene tahsil gördükten sonra 1952’de mezun olmuştum.
Lisenin büyük konferans salonunun altında, kapısında Debboy=Depo yazan büyük mekan eski camiydi. Son sınıfta iken bu depo boşaltılmış, voleybol salonu yapılmıştı. O zaman girip bakmıştım. Çini mihrap ve duvarlardaki yine çiniden ism-i Celal, ism-i Nebi ve Hulefa-i Râşidîn levhaları duruyordu. Fotoğrafta görünen minber yoktu…
Galatasaray Sultanisinde, açıldığı 1868 senesinden itibaren okulun Müslüman öğrencileri için beş vakit namaz kılmak mecburî idi.
Devlet okula resmî bir imam tayin ederdi ve bütün Müslüman talebeler hep birlikte camide toplanırlar ve imamın ardında cemaatle namaz kılarlardı.
Merhum gazeteci üstad Ziyad Ebüzziya ( 1911-1994) beyefendi Galatasaray Tarihçesi adlı kitabında bu konuda mufassal=ayrıntılı bilgi vermektedir. Sultan İkinci Abdülhamid Han hazretleri tahttan indirilince namazda biraz gevşeme olmuştu ama 1924’de kadar okulun camii açık kalmış ve kadrolu resmî imamı bulunmuştu. 1924’te, iki sene önce Büyük Millet Meclisi tarafından tayin edilen son Halife Abdülmecid Efendi ve Hanedan-ı Âl-i Osman yurttan sürülmüş, din hürriyetine, millî kimliğe, insan haklarına, millî kültüre, hukuka aykırı birtakım baskılar ve zorlamalar yapılmış, hattâ zalimane idamlar, sürgünler olmuştur.
Sultan Abdülhamid zamanında Galatasaray Sultanisinin bütün Müslüman talebelerinin namaz kılması zamanımızda bazılarını rahatsız ediyor ve şöyle diyorlar: Evet namaz mecburî idi ama bazı öğrenciler abdestsiz namaz kılıyordu…
Bu dedikleri doğrudur, lakin bu abdestsiz namaz kılanların büyük kısmı Müslüman değildi. Onlar, dıştan Müslüman görünen ama içten Yahudiliğin Sabataycılar sektine mensup bulunan Avdetîler veya Dönmelerdi.
Bugün Galatasarayda beş vakit namaz kılan dindar öğrenci var mıdır?
Bir rivayete göre bin kişiye yakın öğrenci içinde beş kişi varmış, onlar da, okulda namaz kılacak küçücük de olsa bir yer bulunmadığı için zorlukla ibadet ediyormuş.
Nereden nereye!...
Bundan yüz sene önce okulun beş yüz kişilik camii dolu olarak, resmî imamın ardında bütün Müslüman öğrenciler, birlikte namaz kılıyor, bugün ise namaz kılınacak küçük bir odaya sahip olmayan beş dindar çocuğumuz var…
Şimdi birileri irtica, laiklik, lisede mescid mi olurmuş diye yaygara kopartacaklar. Lütfen sakin olsunlar, medenî olsunlar, toleranslı olsunlar ve bendenizi dinlesinler:
İngilterenin büyük kısmında 1944’te çıkartılan bir kanunla, bütün liselerde, dersler başlamadan önce her sabah lisenin kilisesinde ayin ve ibadet etmek mecburidir. Bundan muaf olabilmek için velilerin yazılı müracaatı gerekmektedir.
Galatasaray Sultanisi, İngilterenin 1440’ta kurulmuş olan Eton kolejine benziyordu. Eton koleji, muazzam kilisesiyle aynen ayakta duruyor ama bizim Galatasarayın camisi spor salonu yapılmış… (Eton kolejini de, Osmanlının Enderun Mektebine benzetebiliriz…)
Eton kolejinin kilisesi spor salonu yapılsın diyen biri çıksa ona öfkeyle ve tahkirle gülmezler mi?
Galatasaray Lisesi müdürü (müdiresi) hanımefendiden rica ediyorum:
Bütün okullarda olduğu gibi Galatasarayda da mecburî din dersi okutulmaktadır.
Namaz kılan birkaç dindar çocuğumuza küçük ve mütevazı da olsa, bir mescid açmak bir insanlık borcudur.
Şu hususu da belirtmek isterim ki, Galatasaray’a birtakım fanatik, militan, holigan sektlerin sızmasını istemem.
Birtakım agresif dinsizlerin, iki kimliklilerin okula hakim olmasından ve terör estirmesinden de elbette bir Müslüman olarak hoşlanmam.
Dindar Galatasaraylıların bilgide, ilim ve irfanda, ahlak ve fazilette, efendilik ve nezakette, centilmenlikte, hayırlı hizmetlerde yarışmalarını ve başarılı olmalarını arzularım.
(İkinci yazı)
Resmî İdeolojiyi Özelleştirmek
Almanya Nazizmi geri bıraktı, tarihe gömdü.
İtalya Faşizmi terk etti.
İspanya Frankizmi.
Portekiz Salazarizmi.
Yugoslavya yok artık, Titoculuk da yok.
Sovyetler Birliği dağıldı, Marks Lenin Stalin dini battı.
Hür ve medenî dünyada birkaç istisna dışında artık resmî ideoloji sistemleri, putlaştırılan diktatörler yok.
Onların yerine âdil hukuk var, insan hakları var, din inanç ve fikir hürriyeti var.
Resmî ideolojili devlet hiç yok mu?.. Birkaç adet var: Kuzey Kore, Çin, Küba…
Türkiyenin resmî ideoloji konusunda durumu nedir?
Hâlâ resmi ideolojili bir sisteme sahibiz.
Resmî ideoloji sistemlerinde kurtarıcılar vardır.
Bütün vatandaşlar resmî ideoloji mitolojisini din gibi benimsemek zorundadır.
Okullarda resmî ideoloji eğitimi vardır.
Türkiyede resmî ideolojiyi yumuşak ve demokratik şekilde özelleştirmek gerekir. İspanyada olduğu gibi…
İnanan inansın, inanmayan inanmasın, zorlama ve zulüm yapılmasın.
Dinde zorlama yoktur, ideolojide de olmasın.
Resmî ideolojinin yerine ne konulsun?
(1) Evrensel insan hakları ve hürriyetleri konulsun… (2) Âdil hukuk konulsun… (3) Olumlu olmak şartıyla çoğulculuk ve çeşitlilik… (4) Millî kimlik… (5) Millî kültür… (6) Barış ve mutabakat… (7) İngilterede olduğu gibi ve kadar din, inanç, inandığı gibi yaşamak serbestliği… (8) Tarihî devamlılığı korumak, tarihî ârıza ve kazalara karşı olmak.
Bizdeki resmî ideoloji hayranlarının ve bağımlılarının parti kurma hürriyeti vardır. Kursunlar partilerini ve kazanırlarsa ülkeyi, yukarıdaki sekiz şartı ihlal etmeksizin idare etsinler.
Yakın tarihimizde ülkemizde çoğunluğu oluşturan Müslümanlar resmî ideolojinin büyük zulümlerine uğradılar, çok acılar çektiler. Artık bu resmî ideoloji devri kapanmalıdır.
Şu hususu da belirtmeliyim ki, bizdeki Kemalizm ideolojisinin M. Kemal Paşa ile yakın ilişkisi yoktur. Paşanın vefatından sonra, millî kimlik ve kültüre düşman iki kimlikliler, gizli ve derin egemen azınlık faşistleri tarafından çıkartılmıştır. Temeli: Çoğunluktaki Müslümanlara baskı yapmak ve ülkeyi bir auto-colonie olarak idare etmektir