İsmailağa Camii Eski İmamı Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi Kimdir?
İsmailağa Cemaati şeyhi olarak bilinen binlerce ilim talebesinin yetiştirilmesine vesile olan Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi en çok kullanılan ünvanıyla Mahmut Efendi İstanbul'da Fatih Çarşamba'da yaşamaktadır. Arabi İlme, Cübbe, sakal ve takvaya önem verilmesi ile tanınan İsmailağa cemaati birçok ilde yaygınlaşmaşmıştır. Mensup kadınlar çarşafı önemsemektedir.
Kısa sürece önce rahatsızlığı sebebiyle Acıbadem Hastanesine yatırılan Mahmut Efendi yoğun bakımda tedavisi sürüyor.
İsmailağa Camii eski Şeyhulislam tafaından yaptırıldı
Fatih Çarşamba da bulunan camiyi 18. Yüzyıl’da şeyhülislamlıktan azledilen Ebuishak İsmail Efendi yaptırdı.
İstanbul’da Fatih’in Çarşamba semtindeki İsmailağa Camii, 1723’te Şeyhülislam yani Osmanlı İmparatorluğu’nda, bakanlar kurulunda sadrazamdan sonra gelen, din işlerinden sorumlu üye Ebuishak İsmail Efendi tarafından yaptırıldı. Şeyhülislam Ebuishak İsmail Efendi, 1645’te Çarşamba’da doğdu. Ailesinden çok sayıda kazasker (ilmiye sınıfının en yüksek derecesindeki devlet görevlisi), kadı, müderris, alim ve şair yetişti. Babası Kara İbrahim Efendi, Alaiyeli (Alanya). İstanbul’da müderrislik ve kadılık, 1657’de Kahire Kadı vekilliği yaptı.
İsmail Efendi ise 1692’de Halep, 1706’da Mekke kadılığından sonra 1710’da Anadolu, iki yıl sonra Rumeli kazaskeri oldu. 1716’da Padişah III. Ahmed döneminde şeyhülislamlığa tayin edildi.
Yaklaşık bir buçuk yıl şeyhülislamlık makamında kalan İsmail Efendi’nin bazı davranışları, çocuklarının ve yakınlarının onun mevkii ile uygun olmayan tutumları, kendisinin vazifesiyle bağdaşmayacak şekilde azil ve tayin işlerine karışması gibi sebepler, gözden düşmesine yol açtı. 1718’de şeyhülislamlıktan azledilip Sinop’a sürüldü. İsmail Efendi, üç yıl sonra affedildi, Bebek’teki evine çekildi. Tüm vaktini ibadet ve ilme ayırdı.
1723’te, cami inşasının bittiği yıl hastalandı. 8 Ağustos 1725’te öldü. Ertesi gün, caminin haziresine (etrafı çevrili, girilmesi yasak bölüm) defnedildi. Oğulları Şeyhülislam İshak, Şeyhülislam Mehmed Esad, Lütfullah, Şeyh Mehmed ve Mesud efendilerin mezarları da burada.
Kágir ve kubbeli cami, Lale Devri Osmanlı mimarisinin barok üsluba geçiş örneklerinden. Ana kubbenin iki yanında üçer küçük kubbe daha var. En, boy ve yükseklik bakımından Kábe’yle aynı ölçülerde.
Caminin içinde sekiz mermer sütunun üzerinde kadınlar mahfili (toplantı yeri), cemaat bölümünün üstünde, beş küçük kubbe yer alıyor. Bu bölümün sağında ve solunda duvara oyulmuş iki mermer mihrap bulunuyor. İsmailağa Camii, 1894’teki büyük İstanbul depreminde harap oldu, minaresi yıkıldı. Bakırcı ve kalaycılara mesken oldu. 1952’de Vakıflar’ın gözetiminde halkın yardımlarıyla aslına sadık kalınarak onarıldı, ibadete açıldı. Yeniden yapılan tek şerefeli minaresinin girişi, kadınlar mahfilinden. Caminin tüm ihtiyaçları, İsmailağa İlim ve Hizmet Vakfı aracılığıyla karşılanıyor.
İSMAİL EFENDİDEN SONRA ALİ HAYDAR EFENDİ GÖREV YAPMIŞ
Cemaatin kurucu şeyhi Şeyhülislam Ebuishak İsmail Efendi’den sonra cemaat, olanca alçak gönüllülüğüyle tarikat yolunda gitti. Cemaatin yeni lideri Batum-Ahıskalı Ali Haydar Efendi, 1900’lerin başında Fatih’te müderrislik yaptı. 1916’dan Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar 15 alimle birlikte saraydaki Huzur Dersleri’ne katıldı. Tefsir derslerinin verildiği bu geleneksel Huzur Dersleri, her yıl ramazanda sekiz kez yapılırdı. Padişah ve sarayın ileri gelenleri de dinleyici makamında olurdu.
Cumhuriyet’in ilanıyla devlet katındaki itibarını yitiren Şeyh Ali Haydar Efendi, 1926’da "Şapka Devrimi’ne muhalefetten", İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı, altı ay Ankara’da cezaevinde kaldı. Yine de ölene kadar, 34 yıl buradaki ilim talebelerinin liderliğini sürdürdü.
MAHMUT EFENDİ DÖNEMİNDE HİZMETLER BÜYÜDÜ
Trabzon Oflu olan Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca, 1931 doğumluydu. İlk derslerini babasından almış, Of’ta hafızlık yapmış, Kayseri’de Arapça medresede öğrenmişti. Eniştesi Hacı Dursun Efendi’den icazet aldı. 1956’da Bandırma’ya askere gittiğinde evli, bir kız çocuğu babasıydı. Askeri birliğin mescidinde imamlığı üstlendi. Ali Haydar Efendi’nin müridleri, ünü Bandırma’ya yayılan Mahmut Efendi’nin methini işitti, ondan istifade etmek istedi.
Israr üzerine Bandırma müftüsü, Mahmut Efendi’nin Merkez Camii’nde pazar vaazları vermesini kabul etti. Yeni vaizin çok ilgi görmesi, cuma vaazının da yolunu açtı. Böylece Mahmut Efendi, haftanın iki günü Bandırma Merkez Camii’nde vaaz etmeye başladı. Yetmedi, Rizeli’nin otelinde öğleden önce erkeklere, öğleden sonra kadınlara vaaz verdi. Askerlikle imamlığı bir arada gayet kolay yürütse de sakalına üzülmüştü. "Zorunluluktan da olsa Resûlullah’ın sünnetine muhalefet etmiş olmak çok zoruma gidiyor" dedi.
Bir gün Şeyh Ali Haydar Efendi, Bandırma’ya geldi, Mahmut Efendi ile ilk kez buluştular. İstanbul’a döndükten bir süre sonra, Mahmut Efendi’nin sevki İstanbul’a çıktı. Mahmut Efendi bundan sonra askerliğini Tophane’deki birliğinde bulunan camide "asker imam" olarak tamamladı. Ali Haydar Efendi, Mahmut Ustaosmanoğlu ile sık sık görüşürlerdi. Kendisine bağlanmak isteyenleri genellikle ona gönderirdi. Anlatılanlara göre "Mahmut Efendi onun, o da Mahmut Efendi’nin elini öpmeye çalışırdı. Olmayınca sarılır, kucaklaşırlardı. İade-i ziyarette kusur etmezlerdi."
1960’ta 90 yaşında öldüğünde, ilim cemaatinin liderlik postunu talebesi ve halefi İsmailağa Camii İmamı Oflu Mahmut Ustaosmanoğlu hocaefendi devraldı. Şeyh Mahmut Efendi, münferit bir hadisenin dışında cemaate ve liderliğine halel getirecek bir badireyle karşılaşmadı. İsmailağa da kurduğu medreslede binler talebe okudu. 6 Ekim 1985’te Fatih Yavuz Sultan Selim Camii’nde verdiği vaazda, kadınlara haram konusunda dikkat etmelerini, mahremiyete önem vermelerini, TV seyretmemelerini, açık saçık gazeteleri okumamalarını söylediği için Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.
SİYASETE İLGİSİ BÜYÜKTÜ
Siyaseti önemseyen bir yapıya sahipti. Çünkü kötülüklerin acak devlet eliyle ortadan kaldırılacağını söylüyordu. Gece abid ancak gündüz de zabit olmayı hep öngördü. Şuurlu Müslüman olmayı hakkı ve adaleti hakim kılmayı önemsediği için Necmeddin Erbakanın hareketini hep destekledi. Sakalsız Erbakan görmek isteyen Erbakan Hocaya baksın derdi. Cihad emiri diye adlandırdığı Merhum Erbakan Hocayı İslami Hassasiyeti ve çalışmalarından dolayı sürekli destekledi.
Turgut Özal liderliğindeki ANAP'ın ilk iktidarına verdiği desteğin karşılığını gördü. Faaliyetlerine Özal ses çıkarmadı. Merhum Özal'ın 1911 yılındaki Irak harekatında İncirlik üsssünü Amerikan askerlerine açmasını cemaat hep eleştirdi. CONİlerin ülkemize getirilmesine hep soğuk bakıldı.Milli Selamet Partisi Milli Nizam Partisi döneminde partinin en önemli destekçisi Mahmut Efendi olmuştur. Refah Partisi kurulunca cemaatin siyasi tercihi yine bu yönde oldu. Merhum Necmeddin Erbakan Hoca ile sık sık buluştu. Hareketi bizzat destekledi. Milli Görüş Hareketinin ilim kanadı gibi yıllarca partisini destekledi. SEçim dönemlerinde taleblerine seçim karargalarına göndertip bizzat çalıştırdı. Halen daha Refahın deavmı olan Saadet Partisine irtibatı ve desteğinin devam ettiği bilinmektedir.
CÜBBELİ AHMET CEMAATİ TEMSİL ETMİYOR.
Mahmut Efendinin uzun süren rahatsızlığı döneminde Cübbeli Ahmet diye adlandırılan Ahmet Mahmut Ünlü medya tarafından sürekli öne çıkarıldı ve desteklendi. Cübbeli Ahmet'in bazı fevri hareketleri, yaptığı bazı konuşmalar, davranış ve hareketler cemaat içerisinde çokta tasvip edilmedi. Jet Ski merakı, Lüks hayat görüntüleri, Medyadaki ifrat konuşmaları sürekli eleştirilmektedir. İran konusunda Milli Görüşle ters düşen Cübbeli Ahmet, basında kamuoyu önünde Saadet Partisine ağır ithamlarda bulundu.
FETÖ'YÜ HİÇ BENİMSEMEDİLER
Milli Görüş Hareketinin bizzat destekleyicisi olan Mahmut Efendi Fetullah Gülen Hareketini hiçbir zaman tasvip etmedi ve desteklemdi. Dinler arası diyalog medeniyetler ittifakı gibi projeleri, kadınlara pantolon giydirilmesi, Üniversiteye perukla girilmesi özellikle Amerika, papa,kilise uzantılı çalışmaları yüzünden FETÖ'nün çalışmaları hiç tasvip edilmedi. Özellikle Diyanet camiası tarafından da hoş karşılanmayan Cübbeli Ahmet'in eleştirilen tavırları devam ediyor. Lalegül adını verdiği Tv üzerinden vaazları yayınlanıyor
AK PARTİ İLE İRTİBAT PRAGMATİK OLDU
AK Parti ilk dönemlerinde bazı illerde cemaat tabanı tarafından desteklense de İleri gelen hocaların halen büyük çoğunluğu ve Mahmut Efendinin daha Saadet Partisini desteklediği bilinir. Ancak tabanda Ak Partiyi destekleyen önemli bir kitle bulunmakta. Bunda basın ve medyanın etkisi ve cemaat faaliyetlerinin kolay yapıldığı CHP'ye karşı ehveni şerrin desteklenmesi gibi saikler belirtilerek destek verilmektedir.
AK Partinin AB politikları, ABD ve Dış güçlerle irtibatı, Faiz ekonomisi,İslamın hoş görmediği uygulamaların bu iktidar döneminde devam ettirilmesi ve yaygınlaştırılması cemaatin ileri gelenleri tarafından hoş görülmedi. Kadınlara pantolunun bu dönemde meşru kılınması, medyada ahlaksız dizilere göz yumulması, eğitimde maneviyatın hep gözardı edilmesi, içkili mekanların azaltılması yerine içkili mekanların yaygınlaşması, Milli Piyangonun rekor düzeyde artması cemaatin hep eleştiri sebepleri oldu. Birçok yerde yerel yönetimler üzerinden Cemaat temsilcileri Ak Partili yerel yöneticiler tarafından desteklense de birçok itikadi sebepten dolayı mesafe yakınlaşmış değil.