16.07.2019 Basın Duyurusu (İyaz Bin Ganem Cadde İsim Değişikliği)
15.12.2017 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından alınan kararla, Sur İlçesi Kıtılbıl Mahallesi, Hayati Avşar Caddesinden başlayıp, Dicle Üniversitesi Öğrenci Yurdundan AZC 3. Etap Vadi Evlerine doğru çıkan 24 metrelik yola, 639 yılında Diyarbakır’ın İslam orduları tarafından fethedilmesini ve İslam topraklarına katılmasını sağlayan ordu komutanı ve aynı zamanda sahabe olan İYAZ BİN GANEM’in (R. A.) ismi verilmişti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığının 19.06.2019 tarihli Belediye Meclis kararında ise "Sur ilçesi sınırlarında bulunan 'İYAZ BİN GANEM' caddesinin adının 'Dr. İlhan DİKEN' olarak değiştirilmesi" kararı alınmıştır. Konuyla ilgili olarak yapılan tahkikat sonucunda İlhan DİKEN hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'PKK/KCK Terör Örgütü Adına Eylem ve Faaliyette Bulunmak' suçundan işlem yapıldığı ve 'PKK Terör Örgütüne Yardım ve Yataklık Etmek' suçundan hapis cezasına çarptırıldığı tespit edilmiştir. 5393 sayılı yasanın 81. maddesine göre; mahalle, cadde ve sokaklara konulacak isimlerin, 31.07.2006 tarihli ve 26245 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelik’in 24. Maddesindeki “........ Mahalle, sokak, cadde, bulvar, meydan ve benzeri yerlerin adları; Anayasının temel ilkelerine, yürürlükteki mevzuata, genel ahlaka aykırı, ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte tespit edilemez.....” hükme uygun olması gerektiği açıktır. Bu Meclis Kararı yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı olduğundan, ayrıca İlimiz Diyarbakır'ın İslam'la şereflenmesine vesile olan komutanın adının verildiği caddenin isminin değiştirilerek PKK/KCK terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçundan hapis cezası almış bir şahsın adının verilmesi kamu vicdanını yaralayacak nitelikte bir karar olduğundan, Valiliğimizce reddedilmiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
DİYARBAKIR VALİLİĞİ |
|
İYÂZ b. GANM
Ebû Sa‘d (Saîd) İyâz b. Ganm b. Züheyr el-Fihrî (ö. 20/641)
Ebû Ubeyde vefatından önce İyâz’ı yerine vekil bıraktı. Hz. Ömer de onu Humus, Kınnesrîn ve el-Cezîre valiliğine getirerek bölgenin fethiyle görevlendirdi. İyâz, 18 yılının Şâban ayı ortalarında 5000 veya 8000 kişilik bir kuvvetle el-Cezîre’ye hareket etti; birkaç günlük bir kuşatmanın ardından Rakka’yı barış yoluyla teslim aldı. Yapılan antlaşmada savaşabilecek yaştaki erkeklerden yıllık 1 veya 4 dinar cizye alınması, yeni kilise inşa edilmemesi, alenî olarak dinî merasim yapılmaması, bu şartlara uyulması halinde can ve mal güvenliklerinin sağlanacağı, mevcut kiliselerine dokunulmayacağı gibi hükümler yer aldı. İyâz buradan Ruha’ya (Urfa) hareket etti. Bir müddet direndikten sonra barış isteyen Ruhalılar’la da antlaşma yapıldı (18/639 veya 19/640). Ardından İyâz, kumandanlarından Safvân b. Muattal ile Habîb b. Mesleme’yi Sümeysât’a (Samsat) gönderdi; kendisi de Harran’a geçerek şehri barış yoluyla aldı. Daha sonra Aynülverde, Dârâ, Habur, Sümeysât, Serûc gibi yerleri fetheden İyâz b. Ganm Malatya ve Karkīsiyâ’ya, ardından da Nusaybin (Nasîbîn) üzerine yürüdü. Kumandanlarından Umeyr b. Sa‘d’ı Sincar, Eşter’i Âmid (Diyarbekir) ve Meyyâfârikīn’in (Silvan) fethiyle görevlendirdi. Bu iki yerin fethine bizzat katıldığı ve Hâlid b. Velîd’in yardımıyla başarıya ulaşıldığı da zikredilmektedir. Nusaybin’i de Ruha şartlarıyla teslim alan İyâz, bu sırada Irak’ta bulunan Sa‘d b. Ebû Vakkās’ın isteği üzerine ona bir yardımcı kuvvet gönderdi, kendisi de Mardin ve civarını alarak Musul’a yöneldi. Erzen, Derbe, Bitlis, Hılât (Ahlat) ve Besni’yi (Behisni) fethedip Rakka’ya döndü. 17-20 (638-641) yılları arasındaki seferlerle hemen hemen el-Cezîre bölgesinin tamamını İslâm topraklarına katan İyâz, Rakka’da iken Halife Ömer’den Şam’a dönmesini ve hasta olan Yezîd b. Ebû Süfyân’ın ölümü halinde idareyi ele almasını bildiren bir mektup aldı. Bunun üzerine Utbe b. Ferkad’ı yerine bırakıp yola çıktıysa da Humus’a ulaştığında vefat etti ve Hâlid b. Velîd’in kabri yanına defnedildi. Onun Medine’de öldüğünün söylenmesi amcasıyla karıştırılmasından kaynaklanmış olmalıdır.
İyâz’ın ailesinin Âmid’de kaldığı, bu şehirdeki Ebû Eyyûb ailesinin onun soyundan geldiği belirtilmektedir. İyâz b. Ganm’ın kendisinden devlet memuriyeti isteyen akrabalarını reddetmesi, ganimetlerden payına düşen her şeyi dağıttığı için geriye iki at ve bir deveden başka bir şey bırakmaması onun dürüst ve cömert bir kişiliğe sahip olduğunu göstermektedir. İyâz b. Ganm’ın rivayet ettiği bir hadis Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde yer almıştır (III, 403-404).
BİBLİYOGRAFYA
Müsned, I, 49; III, 403-404; Vâkıdî, Fütûḥu’ş-Şâm, Beyrut, ts. (Dârü’l-cîl), II, 97-117, 123-175, 182-183, 270-310; İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VII, 398; VIII, 13; Belâzürî, Fütûh (Fayda), s. 246-255; ayrıca bk. İndeks; Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), IV, 51, 53-56; İbnü’l-A‘sem el-Kûfî, el-Fütûḥ, Beyrut 1406/1986, I, 195, 244, 247-260; Hatîb, Târîḫu Baġdâd, I, 183-184; İbn Abdülber, el-İstîʿâb, III, 128-129; İbnü’l-Cevzî, Ṣıfatü’ṣ-ṣafve, I, 668-670; Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, I, 56, 150, 269, 359; II, 135, 236, 285, 303, 380-381, 447; III, 14-15, 52, 59, 216, 262; IV, 237, 329, 403; V, 39, 238, 289; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 384, 395, 421, 429, 493, 495-496, 524-526, 531-535, 562, 569; a.mlf., Üsdü’l-ġābe, IV, 323-324, 327-329; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, II, 354-355; Fikret Işıltan, Urfa Bölgesi Tarihi, İstanbul 1960, s. 49-58, 61-63, 65-66, 69-71, 73, 75-82, 84, 86, 88-91, 93, 95, 100; T. H. Weir, “Harrân”, İA, V/1, s. 300; J. Schleifer, “İyâd”, a.e., V/2, s. 1235; E. Honigmann, “Nasîbîn”, a.e., IX, 101; a.mlf., “Rakka”, a.e., IX, 608; a.mlf., “Urfa”, a.e., XIII, 53.