İSRAİL İLE ANTLAŞMA YAPMAK
İsmail Hakkı Akkiraz
Milli Gazete / 29.06.2016 Çarşamba
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)›a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya, âline ve sahabelerine olsun.
İsrailoğulları, kimdir bunlar İsrailoğullarının kimler olduğunu bize, mükemmel bir şekilde yüce kitabımız Kur’an haber veriyor. BAKARA 83: “Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah›a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve ‘insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin’ diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.” Tarihin bir döneminde Allah, İsrailolğullarına yalnızca kendisine kulluğu emretmiş ve onlardan İslam’ın itikat ve uygulama esaslarına uymalarını, insanlar ile iyi geçinip sosyal barışı sağlamalarını istemiştir. Ama onlar pek azı müstesna, tarihin her döneminde azgınlık yolunu seçmişler, bu yüzden ilahi gazaba ve lanete uğrmışlardır. İsrailoğullarıYakub (a.s)’un oğullarıdır. O, oğullarına benden sora kime kulluk edeceksiniz Diye sormuş, onların da şu cevabı verdiğini bize Kur’an heber veriyor. BAKARA 133: “…O zaman (Yakub) oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz Demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz ve biz, o Allah’a boyun eğen Müslimleriz, dediler.” Onlar, babaları olan Yakub (a.s)’a: “Tek Allah’a kulluk edeceğiz ve biz, o Allah’a boyun eğen Müslimler olacağız” diye de söz vermişler, sözlerinde durup İslam’ca bir hayat yaşayacaklarına, 5800 yıllık tarihlerinde hep bozgunculuk, ırkçılık, inkârcılık yolunu seçmişlerdir. MAİDE 70: “Andolsun ki İsrailoğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini (ilâhî hükümleri) getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.” İnkârcı Yahudiler, kendilerine hakkı tebliğ eden peygamberleri ya yalanladılar ya da öldürdüler. Hep Allah ile harp halinde oldukları için lanetlendiler. MAİDE 78: “İsrailoğullarından inkâr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir.” Hep “işittik ve isyan ediyoruz” dediler. Kur’an’ın tanımıyla bunlar “ahirete karşılık dünya hayatını satın alan” kimselerdir. Bunlar “Kalplerimiz perdelidir” diyenlerdir. Bunlar, Allah’a bile iftira atmaktan geri durmayanlardır: MAİDE 64: “Yahudiler: ‘Allah’ın eli sıkıdır’ dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler… …Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.” Bu ve benzeri ayetler inkârcı Yahudilerin bozgunculuktan başka bir karekterlerinin bulunmadığını, insanları Allah’ın yolundan alıkoymak için düzen kurduklarını haber vermektedir. NİSA 160-161: “Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kılınan temiz şeyleri haram kıldık. Onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık.” Siyonizm; Yahudi ırkının “üstün ırk” olduğu kabulüne dayanan batıl bir inanıştır. Bu inanışın ne Yakup (a.s) ile ne de Yusuf, Musa ve Harun, Davut ve Süleyman, İsa (a.s) ile ve bu peygamberlerin kendilerine tebliğ ettikleri kitaplar ve İslam dini ile hiçbir alakası yotur. Siyonizm, hahamların ve kâhinlerin icad ettikleri ırkçı bir inanıştır. Bu inanışın temel özelliği, peygamberlere, ilahi kitaplara ve İslam’a düşmanlıktır. Bu özellikleriyle Siyaonist Yahudiler, Şeytanın işbirlikçisidirler. Allah’ın lanetine ve gazabına uğramış bu İsaril ile ne barış olur, ne de bunlar, kendileri dışındaki insan ve topluluklarına hayat hakkı tanırlar. Bunların köleleliğini kabul etmenin dışında razı olabilecekleri bir şey yoktur. İsrailin razı olduğu şey, Allah’ın gazap ettiği şeydir. BAKARA 120: “Sen milletlerine (din ve düzenlerine) uymadıkça, yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmazlar. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın (İslam) yoludur. Sana gelen ilimden (Kur’an’dan) sonra onların arzularına (kanunlarına) uyacak olursan, Allah’ın azabından seni koruyacak hiçbir dost ve yardımcı yoktur.” Bu ayet ile Allah, müslüman kuluna İsrail ile anlaşma olmaz, anlaşma yaparsan benim gazabıma uğrarsın diyor.
ZİLLET ANTLAŞMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Haziran 2005 yılında Yeni Şafakta yayınlanan bir beyanatında: “Yahudi karşıtlığı, utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür, katliamla sonuçlanan bir sapkınlıktır” demiştir. Yine 2 Ocak 2016 tarihinde Suudi Arabistan dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı: “İsrail, bölgede Türkiye gibi bir ülkeye muhtaçtır. Bizim de İsrail’e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu, bölgenin bir gerçeği” demiştir. Bu iki açıklama on yıl arayla yapılmıştır. Mavi marmaradan sonra gerildiği söylenen Türkiye-İsrail ilişkileri, gizli görüşmeler, her yıl kırılan ticaret rekorları, Filistin, Gazze, Mescid-i Aksa ve Mavi Marmara ve Siyonizm gerçeği unutularak imzalanan bir antlaşmayala tatlıya bağlanmıştır. İsrail basınında anlaşmanın: “Antlaşma Erdoğan için zafer. Türkiye antlaşması sonrası İsrail karıştı. Türkiye kazandı” şeklinde takdim edilmesi, bu antlaşmanın ne kadar İsrailin lehine Türkiye ve İslam âleminin aleyhine olduğunun delilidir. Bu antlaşma ile Türkiye, parlamentodan bir yasa geçirecek ve Mavi Marmara saldırısına katılan İsrail ordusu subay ve askerlerine karşı açılan bütün davalar kapatılacak, yeni davaların açılması da engellenecektir. Anlaşma kapsamında Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerine genel olarak sınırlama getirilicektir. İsrail, Mavi Marmara saldırısının kurbanları için fon oluşturacak, saldırıda ölen ya da yaralananlar için 20 milyon dolarlık tazminat ödenecektir. Gazzeye ambargo devam edecek, Gazze’ye yardımlar İsrailinkotrolünde sağlanacaktır. Bu bir kölelik ve zillet antlaşmasıdır. Bu antlaşma, bir yok oluş antlaşmasıdır. Çözüm Milli Görüş’ün tekliflerindedir. Bu teklifler ancak Saadet Partisi iktidarı ile hayat bulur ve bölgeye barış hâkim olur. Selam hidayete tabi olanlara…