DİBACE
Haftalık gazete yazılarımıza başlarken bir önsöz veyahut bir dibace yerine geçecek bir yazı ile başlamadık. Bugünkü yazımız bu minvalde olacak diyebiliriz.
Geçen haftaki yazımızın başlığı “Dostluğun gölgesinde” idi. Niçin böyle bir konu ile ve neden ilk kez yazıları yayınlanacak olan bir gencin böyle bir yazı ile ortaya veya öne çıktığını düşünmüş olabilirsiniz. Bunun bir tesadüf mü yoksa planlanmış bir şey mi olduğunun kararını vermeden önce bundan sonraki haftalarda yazılacak olan yazıların gizliden veya açıktan, yazılan ilk yazı ile bir bağı olduğunu göreceksiniz.
***
Mustafa Kutlu “Hüzün ve Tesadüf” adlı eserinde: “Bir şey yap güzel olsun, huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin” demektedir. Her Çarşamba bu sütunda yer alacak olan yazılarımızın niyeti bu şekilde olacaktır.
***
İsmet Özel “Yıkılma Sakın” şiirine başlarken “sana durulanmış kelimeler getireceğim” diye başlamaktadır, bizde bu şiirden mülhem köşemizin başlığını “durulanmış cümleler” koyma gerekliliği hissettik. Çünkü burada yazacağımız konular “modern” dünyanın bize dayattıklarından, “popülizm” in ise sunduklarından temizlenmiş, arınmış ve durulanmış bir şekilde olmasına çaba sarf ettiğimiz için bu köşemizin başlığının hem de bir niyet/dua yerine geçmesi için bu başlığı daha da münasip bulduk.
Yazılarımız siyasetten, suni gündemden uzak, maddeden çok mana, dış dünyadan ziyade iç dünya muhtevalarında olacaktır.
***
İlk yazılarımız olması hasebiyle hatırı sayılır bir acemilik yaşayacağımız doğrudur. İnşallah en kısa sürede bu durumu atlatırız. Diyelim ve not defterime geçen ay yazdığım şu dize ile bitirelim:
Heves dedim aldım bir tutam
Beklemeliydim, çünkü bilirdim
Yarama sürdüğüm çıdam.