“Millî Görüş” Camiâsı
Millî Görüş camiâsını yaklaşık 45 yıldır çok yakından tanırım. Daha önce bir yazımda da belirttiğim gibi, bu camiâyı bu vatanın mayası ve temel direklerinden biri olarak görmekteyim. Bu câmia mensuplarının temel vasıflarını şu şekilde sayabiliriz:
1. Gerçek Müslüman oluşları: Allah-u Azimüşşan’ın seçtiği ve beğendiği din olan İslâmiyet’e bütün ruh u canlarıyla inanmışlardır. “Din budur!” dediğinizde, “amennâ” derler. Peygamber Efendimiz (asm), Allah-u Azimüşşan’dan nasıl bir din alıp tebliğ etmişse, ona hüve hüvesine iman ederler. Kısaca, Kur’ân-ı Kerim’de buyrulduğu gibi, “Semi’nâ ve ‘ata’na!” [İşittik! İtaat ettik!] derler.
2. Yerli oluşları. Yiğit duruşları: Bu camia mensuplarının hiçbirinin hâricî bir bağlantıları yoktur. Bütünüyle yerlidir, millîdir, bu vatana hastır. Hepsi de son derece vatanperverdir. Kahraman ecdatları gibi yiğit bir duruşa sahiplerdir. Hak’tan tâviz vermezler. Maddiyata, şana-şöhrete ehemmiyet vermezler.
3. Bütün Ümmeti Kucaklayışları: Millî Görüş camiâsı mensuplarının ufku bütün dünyayı kuşatacak kadar geniştir. Bilhassa İslâm coğrafyası ile son derece ilgilidirler. Bütün Müslüman kardeşlerinin dertleriyle dertlenirler.
4. Mazlumun yoldaşı, Zâlimin hasmı oluşları: Bu camia mensupları bütün mazlumlara kucak açmakta, onların dertleriyle dertlenmekte, ellerindeki bütün imkânları onların yaralarını sarmak için seferber etmektedirler. Bu camiâ mensupları, mazlumların dostu oldukları gibi, zâlimlerin de hasmıdır. Onları sevmez, onların hile ve tuzaklarını boşa çıkarmaya çalışır, onların foyasını gözler önüne serer.
5. Bilgili, ehliyet sahibi, idarecilikte mâhir oluşları: Bu câmia mensupları bütün sözlerini teori planında bırakmamıştır. İdareye tâlip olmuş, işbaşına geçtiklerinde de vatana ve millete ne kadar faydalı olabileceklerini göstermişlerdir. Mahallî idarelerde yaptıkları, gerçekten bütün dünyada ders olarak okutulacak mahiyettedir. Şehirlerin ve diğer belediyelik yerlerin çehresini değiştirmiş, bütün halkı memnun etmiş onların hayır duâsını almışlardır. Hükümet ortağı oldukları devirde de yine hep ülkenin ve milletin menfaatine düzinelerle icraatlara imza atmışlardır. Üretime ehemmiyet vermiş, yurdun dört bir yanında fabrika temelleri atmış, bunlardan çoğunu kısa zamanda faaliyete geçirmişlerdir. Faize dur demiş, onun yerine havuz sistemiyle bütünüyle yerli kaynakları devreye sokmuş ve rantiyecilere akan parayı bu ülkenin gariban kesimlerine aktarmıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa memur, işçi ve emeklilere yüzde 100 ile yüzde 300 arasında değişen nispette zam yapılmıştır. Kıbrıs Zaferi, yine bu camiâ mensuplarının işbaşında olduğu devrede gerçekleşmiştir.
Bu yazıyı yazmamın bir sebebi, medyada, sosyal medyada, sağda, solda, bilhassa ülkemiz üzerine oyun üzerine oyun tezgâhlayan ecnebi komitelerinin mahfillerinde bu camiâya dil uzatılması, yeni yeni oyunlar tezgâhlanmasıdır. Ülkemize göz diken komiteler, bu camiâ’nın ülkeyi gerçekten maharetle idare edecek bir potansiyele sahip olduğunu, bu ülkeyi Allah’ın izniyle kurtlara, çakallara, canavarlara yedirmeyeceğini çok iyi bilmekteler. Onun için ellerini, dillerini bu camiâ üzerinden çekmemektedirler.
Millî Görüş camiâsı, yakın tarihte şiddetli rahneler geçirdi. Ancak sarsılmadı. Mevkie, makama, maddiyata iltifat etmedi. Siz bakmayın işin siyaset yönüne. O durum bir anda değişebilir. Zira bu ülkede kiminle konuşursanız konuşun, şayet aklını ve vicdanını başkasının cebine koymamışsa, bu camia mensuplarının, mahâretini ve salâhatını teslim edecektir. Bu camiânın varlığı, aynı zamanda bütün halka bir ümid ve şevk kaynağı olmaktadır.
Şahsen ben, bütün Müslüman kardeşlerimi çok sevmekte, her vakit onlara duâ etmekteyim. Hassaten de 45 yıldır çok yakından tanıdığım bu camiâ mensuplarını ve onların samimiyetini seviyorum. Meâlen bir hadis-i şerifte, “sevdiğinizi sevdiklerinize söyleyiniz” buyruluyor. Bu yazı da bu Sünnet-i Seniyye’nin yerine getirilmesi olarak görülsün.