Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize âline ve sahabelerine olsun.
Emrinde galip olan ancak Allah’tır. YUSUF 21: “Allah, emrinde (hüküm ve takdirinde) tek galib olandır, ancak insanların çoğu bilmezler.” Bu gerçek, bütün insanlar tarafından idrak edilmelidir. İnkârcılar, Allah’ın verdiği izinle inkâr ederler. Müşrikler, münafıklar, Hıristiyanlar, Yahudiler ve bütün isyankârlar, dünyadaki hayatı ne için yaşıyorlarsa bunu, Allah’ın kendilerine verdiği genel bir izin ile gerçekleştiriyorlar. İnanan insanlar da, yine Allah’ın bütün kullarına verdiği bu umumi izin ile ilahi hükümlere tabi oluyorlar ve Allah’ın gazabından rahmetine doğru koşuyorlar. Yapan yaptıran Allah’tır. Bir Külli İrade vardır. Bu irade, Allah’ın sonsuz ve sınırsız olan iradesidir. Bir de Cüzi İrade vardır. Bu ise, Allah tarafından insanlara verilmiştir ve kaza ve kader sınırları içinde hareket imkânı tanıyan bir iradedir. Bu irade, sadece kesp yani istemek ve talep etmek ile sınırlıdır. Bu iradenin insana verilmesinin sebebi, dünyada tabi tutulduğu imtihandır. Bu imtihan, İslam ile Siyonizm ve haçlı batı arasında geçen bir hak-batıl mücadelesi imtihanıdır.
İKTİDAR
Her inançtan insana iktidar gücünü veren Allah’tır. İktidar gücü verdiği insanları, bu güç ile imtihan eden de ancak Allah’tır. Allah, dilediği kulunu, dilediği şey ile imtihan eder. İktidar gücü ile imtihan edilen insanların, imtihanı kazananlardan olmaları için, Allah’ın indirdiği “kitap” ile hükmetmeleri ve yönetmeleri gerekir. “Kitap” deyince aklımıza “Kur’an-ı Kerim” gelmelidir. Allah Teâlâ, “Kur’an-ı Kerim’i” Peygamberimize “bir düzen ve hayat kitabı” olarak indirmiştir. İktidarının itibar ettiği kitap “Kur’an” olmayanlar, bu imtihanı kazanamazlar. MAİDE 44: “…İnsanlardan korkmayın, benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel (dünya iktidarı) karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği (kitap) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” MAİDE 45: “…Kim Allah’ın indirdiği (kitap) ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.”MAİDE 47: “…Kim Allah›ın indirdiği (kitap) ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır.” Allah Teâlâ, peygambere indirilen “kitap” ile hüküm vermeyen ve yönetim yapmayanları, kâfirler, zalimler ve fasıklar olarak nitelemiştir. Bu değiştirilemez bir hüküm ve ilahi bir karardır. ABD başkanı Trump, AB, Hindistan, Çin ve Rusya yöneticilerinin hiçbirisi, Allah’ın indirdiği “kitap” ile hükmedip yönetim yapmıyorlar. İslam ülkelerini yöneten işbirlikçi yönetimler de Allah’ın indirdiği “kitap” ile hükmedip yönetim yapmıyorlar. Kâfirler, zalimler ve fasıklar… Müslüman, “kitaba” inanan bir kimse olarak, “kitabın” hükmüne, kararına aykırı hareket edebilir mi? “Kitap ve Sünnete” iman etmiş iktidar sahibi bir Müslüman, bu inanışın bir gereği olarak batı ahlakına, materyalist eğitime, faizci kapitalist nizama, ABD ve İsrail stratejik ortaklığına dayanan işbirlikçi bir dış politikaya itibar etmez. Allah’a inanan bir kimse, “Kitap ve Sünneti” aşarak, kuvveti üstün tutan Irkçı Emperyalizm ve Haçlı Batının hak anlayışının ürünü “zulüm yasaları ve düzenleri” ile hükmedip yönetim yaparsa zalim olur. Ahirette de bu tercihin bedelini ağır bir şekilde öder.
KONUŞUYOR AMA
YAPMIYOR İKTİDARI
Birtakım insanlar vardır. Allah, o insanlara kendinden önce gelenlere ihsan etmediği iktidar gücünü nasip eder. Allah’ın iktidar verdiği insanlardan istediği tek şey, hükümde ve yönetimde “adil” olmalarıdır. Eğer bu iktidar mensupları “adil” olurlarsa, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı mahşer gününde, arşın altında gölgelendirir ve hesaptan sonra cennetine koyar. Adalet ise İslam’dan doğar. Kur’an ve Sünnette bildirilen hak ve adalet ölçülerinden beslenmeyen bir hüküm ve yönetim adil değil zalimdir.
Bir iktidar sahibi “adaleti” konuşuyor, “zulmü ve zalimi” yerden yere vuruyorsa, ancak hükümde ve yönetimde zalimlerin yaptığını yapıyorsa bu kınanmıştır. SAF 2-3: Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında en nefret edilen şeydir.” Muktedir “zalimlerin!” rızasını kazanayım diye, Allah’ın lanet ve nefret ettiği işleri yapanlar, kendilerini de idare ettikleri toplumu da helak olmaktan kurtaramazlar.
Allah, Kur’an ahlakı yerine İslam düşmanı ABD ve AB’nin cahili materyalist ahlakını düzen haline getirenlerden lanet ve nefret eder.
Allah, Kur’an ve Sünnet ilmi ve eğitimi yerine, ABD ve AB’nin dayattığı şeytan bilgisini, eski Yunan hurafelerini ve materyalist eğitimi ikame edenlere gazap ve azap eder.
Allah, inancımızın “Adil Ekonomik Düzeni” yerine, emek hırsızı, haramı önceleyen, faiz ve haksız vergiler ile milleti ezen, kumardan gelir elde eden, üreteni cezalandıran, israf edeni ve tüketeni ödüllendiren, fakiri daha fakir zengini daha zengin eden “Faizci Köle Düzenini” esas alanı zelil ve perişan eder. Bunlar, cin çarpmış adamın yatağından kalktığı gibi mezarlarından kalkacak olanlardır.
Allah, uluslararası ilişkilerde inancımızın dost ve düşman tanımına aykırı olarak ABD ve İsrail’i stratejik müttefik edinmeyi, AB’yi bir medeniyet projesi olarak benimsemeyi haram kılmıştır. BAKARA 120: “Milletlerine (din ve düzenlerine) uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın (İslam) yoludur. Sana gelen ilimden (Kur’an ve Sünnetten) sonra onların arzularına (kanunlarına) uyacak olursan, yemin olsun ki, Allah’tan sana ne bir veli (sadık dost) ne de bir yardımcı vardır.” Bu ayet, okumasını bilene her şeyi açıklamaktadır.
Adaleti esas alan iktidar mensupları konuşmaz, yapar. Zalimlerin yolundan yürüyen ve zulüm kanunları ile hükmedip yöneten iktidar sahipleri ise konuşurlar ve fakat yapmazlar, yapamazlar. Boşuna ümitlenmeyelim. Kurtuluş yolu Milli Görüş yoludur. Saadet Partisi iktidarıdır… Selam hidayete tabi olanlara…
İSMAİL HAKKI AKKİRAZ
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
MİLLİ GAZETE YAZARI