Eğitim-İş Sendika-sı’nın 4-6 yaş grubu çocukların Kur’an Kursu eğitim programına katılmasını çarpıtarak ve saptırarak yargıya taşınması tepkilere sebeb oldu. Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, “Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği ve bir protokol çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen 4-6 yaş grubu çocuklar için Kur’an kursu eğitim programının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a dava açmış, bunu da laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim mücadelesi olarak pazarlamaya çalışmıştır. Mezkur sendika taşıdığı 28 Şubat artığı zihniyetle gerçekleri saptırmakta, hakikati çarpıtmakta, kamuoyunu yanıltmaktadır” şeklinde konuştu.
“Bunun en bariz özelliği toplum düşmanlığıdır”
Bayraktutar, “Her ne kadar bu izahatları, çarpıtılarak ve saptırılarak yargıya taşınan meselenin hakikatini Türkiye kamuoyu bilsin diye yapıyorsak da, biliyoruz ki mezkur sendikanın esas hedefi eğitim de dahil toplumsal hayattan inanç ve değerlerin tümüyle çıkarılmasıdır. Bu nedenle de adı geçen sendika saydığımız bu gerçekleri bilinçli bir şekilde göz ardı etmekte, sözde bilimsellik ve laiklik adı altında milletin dini değerlerini aşağılamaktadır. Nitekim, milletin değerlerine ve inancına saldırmayı misyon edinmiş bu bağnaz STK’nın amacının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu yaptığı açıklamada da görülmektedir. 28 Şubat’ta da darbeci kimliğiyle halkın değerlerine saldıran yine bu zihniyetti. O gün darbe sürecini yalanlarıyla hazırlayanlar da, darbeyi yapanlar da, darbeyi destekleyenler de bu köhne kafanın çeşitli alanlarda tebarüz etmiş formlarıydı. Apoletli sendikacılığın en çirkin örneklerini de yine bu zihniyet 5’li çete içinde postal yalayıcılığı yaparak vermişti. Marjinalleştiği oranda saldırganlaşan 28 Şubat artığı bu zihniyetin en bariz özelliği toplum düşmanlığıdır” görüşünü dile getirdi.
Kurslar hem anayasaya hem insan haklarına uygun
“Milletimiz, bu zihniyete bugüne kadar prim vermediği gibi bugünden sonra da prim vermeyecektir” diyen Bayraktutar, şöyle devam etti: “Çünkü milletimiz bu zihniyeti, zulümlerine bizzat maruz kalarak tanımıştır. Ancak bu jakoben zihniyetin borusunun öttüğü zamanlar eski Türkiye’nin ibretlik sayfalarında kalmıştır. O nedenle ne attıkları çamur tutmaktadır ne de söylemleri maşeri vicdanda akis bulmaktadır. Diyanet kurumunu ve çalışanlarını töhmet altında bırakan, her fırsatta saldırganca tutumlar takınan ve buna sendikacılık faaliyeti diyen mezkur sendikanın yargıya taşıdığı söz konusu Kur’an kursu programı hem anayasaya, hem yasalara hem de temel insan haklarına uygun. Ayrıca meydanı fosilleşmiş pozitivist aydınlanmacı kafaya bırakmayacağımızın da bilinmesini istiyoruz.”